İlk bölümden bu yana, Kuran ahlakının insanları nasıl
mükemmel bir merhamet anlayışına çağırdığı, merhamet tüm hayata hakim
olduğunda ortaya nasıl üstün ahlak örneklerinin çıktığı ve bu ahlaka
sahip insanlardan oluşan bir toplumun erişeceği güzellik ve huzur
anlatıldı. Ayrıca Kurani merhametin yaşanmadığı bir ortamın karanlık ruh
hali ve insanlara getirdiği maddi ve manevi zararlar tarif edilmeye
çalışıldı. Tüm bu anlatımlardan da anlaşıldığı gibi, bu iki ahlak modeli
arasındaki fark kıyaslanmayacak kadar büyük ve bir o kadar da açıktır.
Kuran’ın öğrettiği merhamet anlayışı ne kadar şerefli, ne kadar üstün
ahlaklı insanlar ve ne kadar huzurlu toplumlar oluşmasını sağlıyorsa,
aksi bir zihniyet de o kadar zalim, huzursuz ve kötü ahlaklı insanlar
üretir.
Dahası Allah’ın rızasını kazanma amacıyla yaşanan bu merhametin
sağladığı güzellik sadece dünyayla da sınırlı değildir. Onlar ahirette
de şerefli bir karşılık görecek ve bu ahlakın güzelliğini ahirette de
yaşayacaklardır. Zira Allah “sağ yanın adamları” olarak adlandırdığı
cennet halkının bir özelliğinin de dünyada iken birbirlerine “merhameti
tavsiye etmeleri” olduğunu bildirmiştir:Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak. (Beled Suresi, 17)
Görüldüğü gibi, Kuran’ın gösterdiği merhameti yaşayan ve bu doğrultuda
salih amellerde bulunanlar, hem dünyada hem de ahirette rahat
edeceklerdir.
İşte bu site, tüm insanların gerçek merhametin ne olduğunu bir kez
daha düşünmeleri ve merhameti yansıtan Kuran ahlakını ne kadar
yaşadıklarını bir kez daha gözden geçirmeleri için bir davettir.
İnsanların en hayırlılarından olup Allah’ın rahmetini ve cennetini
kazanmak için, güzel ahlakta ve merhamette sabır göstermeye yönelik bir
çağrıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder